14 Nisan 2011 Perşembe

ORTADOĞU DA NELER OLUYOR?

Her hangi bir işimiz karıştığı zaman, işler arap saçına döndü deriz, millet olarak. Hakikaten bugün Ortadoğu da işler tam bir arap saçına döndü, demek yerinde olur. Ortadoğu'da gördüğümüz olaylar henüz bir başlangıç.
Bu oluşumun içerisinde de Türkiye'nin durumunu elbette göz önünde bulundurmak zorundayız. Çünkü bölgede istese de istemese de olayların kendisini bulduğu bir yer olarak, sahnede sürekli yer almaktadır. Bu jeopolitik pozisyonundan dolayı, Türkiye daima dikkatleri üzerine çekmektedir.
Tunus'da başlayan kıvılcım, Mısır'la devam etti. Şimdi de  iki, üç hatta dört yerde birden ateşleniyor. Diğer taraftan da sessiz sedasız, İran ve İsrail arasındaki sessiz gelişen diplomatik gerginlik ve süveyş kanalı sorunu... İsrail'in uluslararası sularda istediği gibi at oynatması serbest ama, bir diğer devletin, normal prosüdür de, gemilerini Süveyş'den geçirmesi büyük olay olabiliyor. Halbuki bizler şu anda Ortadoğu sahnesinde neler izliyoruz. Diktatör yöneticilere karşı ayaklanmış halk kitlelerini görüyoruz. Burada ayaklanmanın ana içeriğinde neler var? Elbette adaletsizlik var ve bundan dolayı insanlar sokaklara dökülüyor ve bizlerde o insanlara destek veriyoruz. Öyle değil mi? Hatta uluslararası, bu adaletsizliğe karşı, tüm devletler ortak demeçler veriyorlar. Haksızlığın ortadan kaldırılması ve halklara karşı adaletin yerine getirilmesi  yönünde.
Ama söz konusu İsrail olduğu zaman, "Mavi Marmara" gemisi açık uluslararası sularda yüzerken, dalıyor ve dokuz Türk insanını hakkı olmadığı sularda öldürüyor. Ve dünya sessiz kalıyor. Nerede adalet? Nerede haklarımızı koruyacak olan "Avrupa Birliği" ya da Birleşmiş Milletler. Bana gelince; "cek cak", İsrail'e gelince, hak hukuk...
Şimdi Ortadoğu'da bu çifte standart gözükmektedir. Ne gibi, Mısır'daki katliama sessiz kalmayan Batı, kuzey Afrika bölgesinde çok sessiz kalmaktadır. Daha hareketin başlaması ile çok büyük katliamlarla yüz yüze kalan bu masum insanların katledilmesine göz yummaktadır. Hatta,  Kaddafi'nin oğlu dahi alenen çıkıp çatışma yapacağını söylüyor televizyon ekranlarından.
Şayet kanında olmasa idi bu canilik, gidip de "ÇAD"dan paralı eşkıya'ları getirtip de halkını katliama tabi tutmazdı... Ama ne yaparsa yapsın, bu halk artık onların sonunu getirecektir. Onların sonu gelecek gelmesine de bundan sonra ne olacak önemli olan burasıdır. Cephede kazanıp, masada kaybetme dönemi devam mı edecek yoksa.  Askerin yerine, bu hareketi, halka yaptırarak, ondan sonra bu zaferi sahiplenmek isteyenler sırada beklemektedirler.
Dün Ortadoğu'da, bu diktatörler yönetimi eline alırken, halk demokrasiyi yakaladık diyerek, sevinç gösterisi yapmaktaydılar. Ama, bugün tam bir cuntanın eline düştüklerini gördüler. Bugün de yumuşak bir geçiş aşamasına doğru gidiyor meseleler, hem de kanlı olarak... Ortadoğu'da olanlara değil olacaklara bakmak gerek...
Milli Gazate 26 Şubat 2011

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder